- Kitap okumayı sevdiğim belli bir gerçek zaten yoksa bu blogda bu yazıyı okuyor olmazdınız. Tabi yine film-dizi izlemeyi, sinema ve tiyatroya gitmeyi sevdiğimi de biliyorsunuz.
- Yalnız kalmayı çok severim ama ben istediğimde. Yani yalnızlığı genelde kendim tercih ederim ama etmediğim zaman koşa koşa arkadaşlarımı görmeye giderim.
- Dışarıya karşı çok açık sayılmam. Yeni insanlarla tanışmayı pek sevmem. (Tabi arada bir referans yoksa. Tanıştıran arkadaşımı seviyorsam yeni arkadaş artı puanla başlar gözümdeki değerlendirmeye) Yeni insanlarla tanıştığımda da çok nettir kararlarım. Severim ya da sevmem. Bir de nötr dediklerim var. Karar veremediklerim. Onları da sonradan ya çok severim yada tiksinirim. Nötrlerin ortası olmaz.
- İnsanlara kolay kolay darılmam ve küsmem. İkinci şansa -çoğu zaman- inanırım. Ama bir yaptığı hatayı tekrar tekrar yapmaya devam ederse kinlenirim. Annem sende deve kini var der hep. O kişiyle belki sonra barışırım ama asla eskisi gibi olmam, olamam.
- Bir de hayatımın baş köşesine koyduğum bir insan grubu var. Sayıları bir elin parmağını geçmez ama onlar ne yaparsa yapsın onlara kinlenemeyeceğimi bilirim. Nasıl kendimden nefret etmem imkansızsa onlar da aynı şekilde.
- Neden Jigglypuff? Çünkü uykuyu çok severim ama küçükken uyumak en korktuğum şeydi. Uyurgezer bir çocuktum ve bir gün gözümü açtığımda evde ailemin yanında olmamaktan çok korkardım. Sabah ailem gece yaptıklarımı anlatınca onları hatırlamadığım için daha da korkardım. Uyku hem en korktuğum hem en sevdiğim şeydi.
- Uyurgezerlik demişken, daha uyurgezer olduğum bilinmiyorken bir gece evden çıkmışım geceliğim ve çıplak ayaklarımla. Sabah namazına kalkıp beni yalın ayak caddeye doğru giderken gören komşumuz olmasaydı şuan hayatım nasıl olurdu tahmin bile etmek istemiyorum.
- Kasvetli konumuzu geçersek 5 çocuklu ailenin 4. kızıyım. 3 ablam evli ve evde sadece ben ve 18 yaşındaki erkek kardeşim var. Tam 90lı yılların komedi dizilerinden fırlamış bir aileye sahibim. (Çok şükür ki!)
- İnsanlarla rekabet etmeyi de kendimle rekabet etmeyi de sevmem. Bunun için fazla üşengecim.
- Bu hayatta en çok nefret ettiğim şeylerden biri ısrardır. Ama şu yukarıda hayatımın baş köşesine yerleştirdiklerim en istemediğim şeyleri bile ısrarla beni yıldırarak yaptırma hakkına sahiptirler.
- Ailemde kıskandığım sadece bir kişi var o da annem. Kendisi sarışın ve yeşil gözlüdür. Tabi annemin tüm sülalesi de öyle ama ben kahverengi saç kahverengi göz ile yetindim babam sağolsun. (Babam esmerin resimli sözlük karşılığıdır da.)
- Hobi sahibi olmayı seviyorum. El sanatlarına yatkınım. Yaratıcılığımı konuşturmayı severim. Kendin yap projelerinin hastasıyım. Keşke hayatımda el sanatları ile ilgili bir mesleğim olsaydı.
- Saçımı hiç boyatmadım. Sadece bir açıcıyla biraz rengini açtım ama kendi rengini de çok seviyorum sadece kısa süreli bir değişiklik olsun istedim.
- Ehliyetim yok. Hiçbir zaman araba sürmeye özel bir ilgi duymadım ama acil durumlar vs. için ehliyet almayı düşünüyorum elbette.
- Sevdiğim bir şarkıyı zilyon kere dinlerim. Ama sonra sıkılınca bir daha yıllarca dinlemem.
- İkizler burcuyum, kararsızlığın ayakta yürüyen haliyim.
- Yıllar önce olan bir şey en ince detayına kadar hatırlarım ama iki gün önce verdiğim buluşma sözünü unuturum.
- Gece çok neşeliysem bile uyurken kendimi sıfırlarım ve uyandığımda nefret dolu kalkarım o yataktan.
- Parfüm kullanmıyorum. Bazen çok hafif parfümlerden kullanıyorum ama genelde insanların üzerindeki bariz koku beni hapşırtıyor.
- Aynı anda 2 hatta bazen 3 kitabı birlikte okurum..
- Kitapları dönüp dönüp tekrar okumayı, filmleri dönüp dönüp tekrar izlemeyi severim.
- Resimleri flash bellekte arşivlemeyi ve çok sevdiklerimin düzenli olarak çıktısını almayı çok severim.
- Uzakdoğu hastasıyım. İlk yurtdışına çıktığımda eminim bu uzakdoğu olucak.
- Hayatımda hiç uçağa binmedim.
- Arkadaşlarımın yanında çok konuşkanım. Konuşurken de konudan konuya atlarım. Bu yüzden ben konuşurken dinlemeyen arkadaşlarıma sinir olurum. Çünkü arada çok konu kaçırdıklarını düşünürüm.
- Kahve bağımlısıyım. Yeni mekanların kahvelerini denemeyi severim.
- Su içme alışkanlığım hiç yoktur. Sürekli kendime hatırlatırım içmem gerekli diye. Yoksa asla susayıp su içmem.
- Sevmediğim bir insanın yanındayken asla onu seviyormuş gibi yapamam. Sevmediğimi çok belli ederim. Karşımdaki bariz bir şekilde anlayana kadar önce yokmuş gibi davranırım anlamazsa işi ilerletip her konuştuğuna muhalefet olurum. (Bunu törpülemeye çalışıyorum.)
- Bekletilmeyi hiç sevmem ama her yere geç kalırım.
- Biriyle bir plan yapmışsam bozulmasından nefret ederim.
- Belirsizlikleri hiç sevmem. Belirsizlik olacağına negatif bir şeyler olmasını bile yeğlerim.
- Isırmayacağına emin olduğum her hayvana karşı aşırı sevgi dolu olurum. Sever ve beslerim ama bilmediğim hayvanlarla gizli bir kimse kimseye bulaşmasın anlaşması yapmış gibiyim.
- Özel bir gücüm olsaydı görünmez olmak isterdim. Küçükken akıl okumak derdim ama büyüdükçe bunun çok can yakıcı olabileceğine karar verdim.
- Bazen tüm vücudumu dövmeyle kaplatasım geliyor ama iki yaptırmama nedenim var. Biri inancım gereği yaptırmak istemiyorum diğeri de aşırı kararsızım yaptırdıktan bir saat sonra bile pişman olma kapasitesine sahibim. (ikinci nedenden dolayı kulağıma birkaç delik daha deldirmek istesem de yapmıyorum.)
- Koyu bir potterhead'im.
- Sürprizleri asla anlamama gibi bir huyum var. Biri kocaman yazıyla sana sürpriz yapıcaz pankartı taşısa görmeyeceğim tutar.
- En sevdiğim mevsim sonbahar ama yağmur yağmayan zamanları. Havanın serin ve kapalı olması tam kitap okuma zamanı gibi hissettiriyor bana.
- Bu hayatta en nefret ettiğim yemek -inanamayacaksınız ama- taze fasülye. Başka taze fasülye sevmeyen bulamadım 23 yıllık hayatımda. Ama ölmeden bulucam eminim :D
- Çok dağınık yatarım. Yattığım halimle kalktığım halim çok farklı olur her zaman. Bazen kendimi duvarlara vurduğumu düşünürüm çünkü sabah hep yorgun uyanırım.
- Çoğu konuya karşı aşırı umursamazım. Hatta çevremdekiler umursamazlığımdan dolayı çok yaşayacağımı söyler :D
- Yemek yapmayı çok severim ama kahvaltı hazırlamayı hiç sevmem çünkü uyandığım zaman hiçbir şey yapmak istemem.
- Çocukluğumdan beri sürekli gördüğüm bir rüyam vardı. Uyurgezerlikle beraber kayboldu sanırım. İnşaat halinde olan bir binada birinden kaçtığımı görürdüm. Her zaman gece olur ve kaçtığım kişinin sadece ayak seslerini duyardım. Yaşım büyüse de rüyada asla büyümedim. Rüyamda hep çocuktum. En son görmemin üzerinden yıllar geçti.
- Bugün izlediğim bir filmi etkilendiysem hemen akşamına rüyamda görürüm.
- Peşimde teyzeeee diye dolanan 3 yeğenim var. Biri 8. sınıfta biri 3. sınıfta biri de ana sınıfında.
- 99 temmuz depreminin üzerimde hala etkileri devam eder. Yazın çok sıcak zamanlarda bile gecelikle yatmam en azından şort askılı ile yatarım ki deprem olursa dışarıda birkaç gün kalabileyim o kıyafetlerle.
- Aynı nedenden dolayı gece uyurken kapımı kilitlemem, kilitliyse de açar öyle uyurum ama kapı açıksa da uyuyamam. Kapının kapalı olması ama kilitli olmaması lazım.
- Odada dururken yüzüm sürekli kapıya dönük otururum. Ansızın kapının açılmasından çok korkarım. Bu yüzden çalışma masamı bile oturunca kapıyı görebilecek şekilde dizayn ederim. Öyle denk gelmediyse farkında olmadan o kısmı asla kullanmıyorum, orada asla oturmuyorum.
- Saçlarımı çok seviyorum ama ince telli olmasından ve sık olmamasından nefret ederim.
- Bir kitaptan nefret bile etsem sonunu okumadan asla bırakmam yoksa sonu hep aklımda kalır. Filmler için de aynı şey geçerli.
- Alışveriş yapmayı çok severim. Makyaj malzemesine ve kitaba varımı yoğumu ciğerimin yarısını bırakabilirim.
İnanılmaz uzun ve herkes için biraz yorucu olan bir yazı olmuş olabilir kusura bakmayın. Her şeyden önce sizi, yazmayı ve size yazmayı seviyorum.
Musmutlu günler diliyorum herkese :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder